Gebelik ve İnfeksiyonlar

Hepatit B:

Daha çok cinsel ilişki ve kan nakli geçer. Mikrop bulaşanların yarısı hiçbir belirti vermezken %1’lik bir bölümde ise karaciğer iflası ile ölüme kadar giden ağır bir seyir olur. Hepatit B infeksiyonuna spesifik bir tedavi yoktur. Erişkinlerin %2-6’ında kronik infeksiyon kalır. Bu hastalarda siroz ve karaciğer kanseri gelişme riski %15-20’dir. Bu mikropla daha önce karşılaşmamış gebelerin aşılanmasında sakınca yoktur.

Hepatit B taşıcısı olan gebeler bebeklerine mikrobu en çok doğum esnasında kan ve genital sekresyonlarla bulaştırırlar. Nadiren anne karnındayken plasentadan geçişle veya süt verirken olur. Taşıyıcı anneden doğan bebeklere hemen aşı ile birlikte serum( hepatitB immünglobülin) verilir.

Kızamıkçık (Rubella):

Çocuklarda hafif bir ateş ve döküntü ile seyreden bu viral infeksiyon gebeliğin ilk 3 ayında geçirilirse ciddi sonuçlara neden olur. Bunlar düşük, fetal ölüm ve doğumsal anomalilerdir.

Yaygın aşı programları sayesinde görülme sıklığı çok azalmıştır. Gebelik planlayan her kadının bağışık olup olmadığını anlamak için test yaptırması gerekir. Kan testinde İmmünglobülin G negatif ise aşı yaptırıp 3 ay korunmaları önerilir.  Önceden test yapmamış gebe bir kadın geldiğinde kızamıkçık muhakkak araştırılmalıdır. Kan testinde immünglobülin G’nin pozitif olması bağışıklığı M’nin varlığı ise aktif infeksiyon geçirildiğini gösterir. Her ikiside negatif ise yani gebe kadın daha önce bu mikropla hiç karşılaşmamış ise doğumdan sonra aşılanması önerilir. Gebelikte kızamıkçık aşısı yapılamaz.

Toxoplasmozis:

Toxoplasma adı verilen bir parazit neden olur. Toplumdaki insanların çoğu farkına varmadan geçirirler. Bu oran Fransa’da %70 kadar yüksektir. Hafif ateş ve lenf bezerinde büyüme yapar. Gebelikte geçirildiğinde ise  fetusa geçerse, yenidoğanda mental retardasyon, körlük, epilepsi gibi ciddi sekeller bırakır.

İnsana 2 şekilde bulaşır: Az pişmiş et ve iyi yıkanmamış sebze-meyve yenilmesi. İkincisindeki döngü kedi pisliğinden toprağa, topraktan sebze-meyveye doğrudur. Bu nedenle gebelikte etlerin iyi pişirilip sebzelerin iyi yıkanması gerekir. Evde kedi varsa bakımını gebe yapmamalı,mecbur kalırsa eldiven kullanmalı, bu sürede yeni geçiş olmaması için kedi dışarı çıkarılmamalıdır.

Fetusa bulaşma kadın gebelikte parazitle ilk kez karşılaşırsa olabilir. İlk üç ay içinde fetusa geçme ihtimali %10-15 dir ancak geçerse sonuçları ciddidir. Gebelik geç dönemlerinde ise tersi olur. Fetusa geçme olasılığı %60’lara yükselir ama ciddi zarar verme olasılığı düşüktür.

Doğduktan sonra,parazit bulaşan bebeklerin 3’te biri belirti verir. En ciddi sonuçları hidrosefali, beyin ve gözde hasardır.

İnfeksiyon gebede kan testi ile taranır. Ancak laboratuar sonuçları her zaman kesin değildir. Bebeğin gerçekten etkilenip etkilenmediği amniyosentez ve bebek kordonundan alınan kan örnekleri ile anlaşılmaya çalışılabilir. Ultrason da bu tanıda yardımcı olur. Fetusda infeksiyon tespit edilirse gebeliği sonlandırma ile antibiotik tedavisi arasında seçim yapılır.

Herpes Simpleks:

Genital Herpes yaşam boyu tekrarlayabilen viral bir infeksiyondur. HSV Tip 1 ve 2 olmak üzere 2 tipi vardır. Tekrarlayan genital herpeslerin çoğu HSV-2’dir. Ağrılı ülseratif lezyonlar yapar. Ancak bazen kişi infeksiyonu aldığının ve yaydığının farkında olmayabilir. Dolayısı ile virüs bulaşmış bir yenidoğanın annesi geçmişte böyle bir infeksiyon öyküsü hatırlamayabilir. Anne virüsü doğuma yakın bir dönemde aldıysa bebeğe geçme riski yüksektir (%50-60). Gebeliğin başlarında almış  ise olasılık %1’den azdır. Bebeğe geçiş doğumda ülserli lezyonlardan olur. Doğum ağrıları başladığında lezyonları olan gebelerde sezaryen tercih edilmelidir.

Suçiçeği:

Bu da bir virüsdür ve ilk ataktan sonra vücutta uyku fazında kalabilir. İlk infeksiyon tablosu bilindiği gibi tipik döküntülere neden olur, uyku fazındaki virüsün tekrar aktive olduğunda yaptığı hastalı ise Zona zosterdir.

Suçiçeği çok bulaşıcıdır. 1995’de aşının piyasa çıkmasından sonra görülme sıklığı düşmüştür.

Daha önce suçiçeği geçirmemiş kadınlar test yaptırıp bağışık olmadıkları anlaşıldığında  aşı yaptırmalıdırlar. Aşıdan sonra 1 ay gebe kalmamaları gerekir.

Gebenin hastalığı doğumdan 5 gün önceden 2 gün sonraya kadar olan sürede başlamışsa bebeğe geçen infeksiyon çok ağır seyreder. Bu dönemde bebeğin kaybedilme riski %30 kadar yüksektir. Gebeliğin ilk 20 haftasında başladığında ise bebekte anomalilere neden olma olasılığı yüksektir.

Hasta biri ile aynı kontakt kuran ya da aynı ortamda uzun süre bulunan gebelere koruyucu olarak immünglobülin verilebilir. Gebelikteki infeksiyonların pnömoni yapma olasılığı yüksektir. Hastalık geçiren gebelerin yakın takip edilip gerekirse hastaneye yatırılmaları gerekir.

Asemptomatik bakteriüri ve akut sistit:

Gebelikte alt idrar yolu infeksiyonlarının 2 şekli vardır: asemptomatik bakteriüri ve akut sistit. Asemptomatik bakretiüride kadının herhangi bir şikayeti yoktur ancak idrarda az miktarda mikrop ürer. Gebelerin  %4-8’inde görüldüğü için bütün gebelere ilk muayenede idrar kültürü yaptırılmalıdır. Hafif gibi görünen idrar yolu infeksiyonları gebeliklerde daha süratli ilerler çünkü idrar akımı yavaşlar ve üremeye uygun bir ortam oluşturur. Tedavi edilmeyen idrar yolu infeksiyonu böbreklere doğru ilerler, erken doğumu tetikleyebilir. Akut sistit gebelerin %1-3’ünde görülür. Ağrılı, sık ve acil idrar duygusu vardır.

Her iki durumun tedavisi de bebeğe zarar vermeyecek antibiotik seçimi ile yapılır. Tedaviden sonra kültür tekrar edilerek kontrol edilmelidir. İlerleyen haftalarda tekrarlama eğilimi vardır.